Yaprak Dökümü’nün üzgün prensesi Leyla’yı oynayan Gökçe Bahadır, “Tırnaklarımla kazıyarak buraya geldim” dedi. İşte genç oyuncuyla röportajımız:
Reşat Nuri Güntekin'in ölümsüz eseri “Yaprak Dökümü”nü daha önce okuma fırsatınız olmuş muydu?
İlkokula giderken bu romanı okumuştum. Ama yıllar sonra dizisinin yapılacağı ve oynayacağım aklımın ucundan bile geçmezdi.
Kitabı okuyunca neler hissetmiştiniz?
Hüngür hüngür ağlamıştım, çok dramatikti. Etkisinden uzun süre kurtulamadım.
KAPICI ÇOCUĞU OLURDUM
Neden oyunculuğu seçtiniz?
Biz sanatçılar, farklı insanlarız. Bizde beğenilme duygusu çok yüksektir. Sahnede olmak, alkışlanmak, sanatçılar için çok önemli. Ben başka insanlar gibi olmaktan çok hoşlanıyorum. Anneme anlattım, garipsedi ama böyle bir duygum var. Oyuncu olmayı istememdeki temel neden bu herhalde. Düşünüyorum; hapishanede çürüyen bir kadın mahkum olsam ya da gecekonduda geçim sıkıntısı çeken zavallı bir kadın olsam diyorum kendi kendime. Ve bu duygumu oyunculukla bastırıyorum. Normalde yaşayamayacağım hayatları yaşıyorum bu şekilde. Küçükken değişik kılıklara çok sık girermişim... Kapıcı çocuğu falan da olurmuşum. Para ya da sadece şöhret değil yani! Asla! Bakın ben bu işi yapmayı hep çok istedim. Hamurumda hep vardı. Çok inandığım her şey olur. Mesela bu camia içinde bazen inancımı kaybettiğim de oldu. Çünkü arkamda kimse yok. Torpilim yok, düşünün. Bir yandan değerlerim de var. Kendi tırnaklarımla kazıya kazıya geldim bu noktaya.
ŞANSIM ÇOK İŞE YARADI
Bu işler yönetmenin ya da yapımcının yatak odasından geçmiyormuş yani, en azından bunu ispatladınız kendinize değil mi?
Yok öyle olmadan da oluyormuş. O başka bir yol. Ben başka bir yolu seçtim. 7 senedir bu camianın içindeyim. İşleri takip ettim, peşinde koştum. Yoksa kim gelip de beni evde bulacaktı. Şansım şu noktada çok işe yaradı, iyi insanlarla karşılaştım. Bir de çok çaba sarf ettim, büyüklerim azmimi görünce "Gökçe'yi de bu ekibe alalım" dediler.
Siz bu dizide evin ortanca kızı Leyla'yı canlandırıyorsunuz. Leyla çok dişi, ruh hali fazla gel gitli zor bir karakter, o ruh haline bürünmek çok zamanınızı alıyor mu?
Normalde etrafımda Leyla gibi biri yok, bu yüzden işim çok zor. Öyle olsa işim çok kolaylaşırdı. Bol bol o kişiyi gözlemlerdim ama maalesef. Kardeşim de yok benim, tek çocuğum. O yüzden zorlanıyorum. Çoğu zaman sorularımla settekileri delirtiyorum.
"Kardeşim yok" dediniz, dizideki Necla gibi kardeşe sahip olmak ister miydiniz?
Aman Allah korusun. Bu şekilde ilişkiler yaşayan insanlara üçüncü sayfa haberlerinde rastlıyorum. Dizideki kardeşim Necla'nın yani Fahriye'nin normal hayatta 4 kardeşi var. "Bana biraz yardım et, kardeşinle böyle bir şey yaşasan ne yapardın?" diye soruyorum zaman zaman. O da hep şunu diyor, "Ben ölürüm de böyle bir şey yapamam"
Gerçek hayatta da örneklerine zaman zaman rastladığımız, 'Leyla' ve 'Necla'ları böylesine bir çirkinliğe sürükleyen şey nedir; hiç, bunun üzerine düşündünüz mü?
Dizide bizim kökten bir problemimiz var. Paraya düşkünlük, lükse aşırı düşkünlük... Aslında iki kardeşi bu hale düşüren budur.
BU DİZİ HAYATI ANLATIYOR
Bu diziyi zirveye taşıyan şey neydi?
Herkes kendinden bir şey buluyor, bu ailede. Birileri kendini Fikret'e benzetiyor, birileri evin babasına... Gelinler bazen evin gelinine kızıyor bazen seviyor. Kısaca, 'Yaprak Dökümü' hayatı anlatıyor. Aslında ben bu diziyi o evlerde seyretmek isterim. Hayranlarımız bağıra bağıra, ağlaya ağlaya hatta tabak çanak kırarak dizimizi seyrettiklerini söylüyorlar. Bu bizim için büyük bir başarı tabii!
Hiç arkadaşınızın aşkına tutuldunuz mu ya da iki yakın dost size aşık oldu mu?
İki çok yakın arkadaş aynı gün içinde bana olan duygularını açıkladılar. Çok şaşırdım. O iki erkeğin arasından su sızmıyordu ve bana aşık olduklarını söylediler. Çok şaşırdım ikisini de kovalamıştım.
Kendi hayatınızdan bahseder misiniz?
Çok mütevazi bir hayatımız var. Babam öyle yetiştirdi beni. Tek çocuğum ve bizim ailede her şey çok güzeldir. Bu işin içine girince afalladım çünkü apayrı bir dünyaydı. Babam beni çok korur. Babam izinlerimi yaşım büyüdükçe artırmıştır. Küçüklükten beri arkadaşlarım vardır. Aile dostlarımız bellidir. Sakin yaşamı severiz. Bizde yalan sevgiler yoktur.
YALNIZ YAŞAMAK İSTİYORUM
Geceleri çok sık dışarı çıkar mısınız?
Az olsa da gece eğlenmeye çıkarım. Mesela İstiklal’de yürüyüp canlı müzik dinlemekten keyif alırım.
Erkek arkadaşlarınızı babanız tanır mı?
Babam bu konuda çok kıskançtır. Babamla bir erkek arkadaşımı hiç tanıştırmadım. Ama ciddi olduğum birisi olursa tanıştırırım.
İlerde kendi hayatınızla ilgili uygulamayı çok istediğiniz bir karar var mı?
Evlenmeden önce az da olsa tek başıma yaşamak istiyorum ama ne zaman olur bilmiyorum. Ailem üzülecek ama alışacaklardır.
ŞEBNEM ÖZUZCAN